| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Genel | ||||
| Genel | environmental pollution i. | çevre kirliliği | ||
|
In this way, employment can be promoted and environmental pollution given a real price. Bu şekilde istihdam teşvik edilebilir ve çevre kirliliğine gerçek bir bedel ödenebilir. More Sentences |
||||
| Genel | environmental pollution i. | çevre kirlenmesi | ||
|
Environmental pollution is causing abnormal weather conditions. Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor. More Sentences |
||||
| Çevre | ||||
| Çevre | environmental pollution i. | çevre kirliliği | ||
|
However, the fight should not lead to a lack of security, social dumping and environmental pollution in ports. Ancak bu mücadele limanlarda güvenlik eksikliğine, sosyal dampinge ve çevre kirliliğine yol açmamalıdır. More Sentences |
||||
| Çevre | environmental pollution i. | çevre kirlenmesi | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Genel | ||
| Genel | general directorate of environmental pollution prevention and control i. | çevre kirliliğini önleme ve kontrol genel müdürlüğü |
| Denizcilik | ||
| Denizcilik | basic law for environmental pollution control i. | çevre kirliliği kontrolü temel kuralı |
| Çevre | ||
| Çevre | environmental pollution control i. | çevre kirliliği kontrolü |
